28 Ocak 2017 Cumartesi

Neden Eğlenemiyoruz?

AĞLAYARUM HAJUM...


Bütün gün Metin 2 oynayıp server birincisi EdiLee'ye ABİ ALLAH AŞKINA KASAR MISIN yazdıktan sonra sipariş ettiğim pizzanın 3 dakika kadar gecikmesiyle hayat bulduğum ve o pizzayı bedavaya almak uğruna hayatımdaki bütün onurlu duruşumdan vazgeçip 16 dakika kadar mücadele verdiğim ve soğuyan pizzayı bedava yediğim bir günden merhaba. Evet, doğru tahmin, ben 16 yaşında, annesi ve babası aşırı zengin olan aşırı şımarık, tembel sivilceli çocuk. Kısa bir aradan sonra bir şeyler yazma ihtiyacı duydum ve bloguma sarılıverdim yine. Ancak asıl bahsettiğim şeylere girmeden önce girizgahı daha da uzatmak niyetindeyim. Bir paragrafçık açıp bu aralar izlediğim, okuduğum ve dinlediğim şeyleri yazıp alışkanlıklarımı da bir virüs gibi yaymak isterim. Belki meraklısına güzel birkaç şey önermiş olurum. Bize ne lan senin ne izlediğinden lan sikik diyecek olursanız da bir sonraki paragrafı atlayıp devam edebilirsiniz tabii ki. Seçim cumhurundur.

Bildiğiniz ya da bilmediğiniz gibi ben normalde Türk televizyon programlarını asla izlemem ancak müthiş realist ve gerilim, adrenalin, heyecan fırtınası bir program keşfettim. Bu programın adı SURVIVOR arkadaşlar. Müthiş bir progrsşdskdsşadşksa. Şaka arkadaşlar şaka, bu aralar Tom Hardy abimizin -ki yakın bir zaman önce gereksiz bir şekilde pipisiyle gündeme geldi kendisi- mini dizisi olan Taboo'yu ve nihayet 12. sezonu gelen It's Always Sunny in Philadelphia'yı yakından takip ediyorum. Dinlediğim şeyler ise last.fm verilerim şahidimdir ki sürekli SAMAEL dinliyorum hajum. Dünyanın en enteresan grubu kendileri ve süperler. Bunun dışında da Kreator'un yeni albümü kamyon gibi. Okuduğum şeylerde ise Death Note ve Stephen King'den Doktor Uyku var. Hepsi de güzel şeyler bunların. Şey edin lütfen.

Devlet Bahçeli'nin de dediği gibi ben de zaman zaman bu ülkede hiç mi gülmeyeceğiz? diye sormuyor değilim. Bir yandan okul, bir yandan iş hayatı derken bir de ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik ve siyasi krizler insanın ayrıca motivasyonunu kırabiliyor. E bir de karı yok, para zaten hiç olmadı. Canımızı alın amk diyesi gelmiyor mu insanın? Vallahi geliyor hajum. Kendimden bir tweet ile yazıyı balla bölüyorum. Just like kürds.


Son zamanlarda uzmanlık alanım sosyolojik analizler yapıp bu analizler üzerinden toplumsal normları ve insan davranışlarını eleştirmek. Çünkü elimden sadece bu gelebiliyor ve bunu yapmaktan çok büyük mutluluk duyuyorum. Yapabildiğiniz bir şey varsa bunu mutlaka yapın arkadaşlar. Üretmek çok süper. Neyse, bugünkü müthiş analizim toplumumuzun dört farklı tipte insanla sınırlanmış oluşu. Şöyle ki;



1) Çomarlar
2) Marjinaller
3) Kürtler ve Diğer Zararlı İnsanlar
4) Normal İnsanlar

Şimdi uzun uzadıya bu insanlardan bahsetmek istemiyorum ancak kısaca açıklayayım. Çomarlar genellikle İç Anadolu Bölgesi ikametli ve Yozgat başkentli olup tümevarım metoduyla merkezden tüme yayılım gösteren ve ülkemizin yaklaşık yüzde ellisini oluşturan, (ben söylemiyorum seçimler söylüyor :):):):) ) binek hayvanlarıyla cinsel birliktelik yaşamadıkları her saniyeyi kayıp olarak gören, en büyük hobileri yobazlık olan ve süper olan ekonomimizi dolar bozdurarak daha da süper hale getiren süper kahramanlardır. Temel besinleri makarnadır. Benzinle değil kömürle çalışırlar. Bir de en ufak eleştiride SİKTİR GİT BEĞENMİYOSAN BU ÜLKEDEN demeye bayılırlar. Gidebilsem durucam sanki senin yanında amk çomarı ya. Neyse amk kısa anlatayım dedim Toplu İş Hukuku Final Sınavı gibi yazdıkça yazdım. Anladınız siz çomarları işte.

Marjinaller ise seküler, laik, feminist, vegan, çok eşli, çok daha fazla eşli, aynı anda aynı yerde en az 3 eşli yaşam biçimlerini tek potada eritmiş, duyarbaz, genelde Cihangir ikametli, punkçı, hayvanseverlik konusunda hayvanların bile birbirini o derecede sevmediği bir noktada duran duyar makineleridir.

Kürtlerin ve diğer zararlı insanların toplum içindeki yerleri de bellidir. Belki de listemizdeki yüzü en ak olan topluluktur zira gururla durmaktadırlar. Layıkıyla taşımaktalardır sıfatlarını. Maaşallah size.

Bir de normal insanlar var. Cumhuriyetin kurucularına her daim saygı ve sevgi gösteren, işinde gücünde, kolayca anlaşılabilir, özgürlükçü, standart insanlardır.

Şimdi ben bunları niye anlattım, ne zaman anlattım, nerede anlattım? Şeklinde espriler yapıyorum. Böyle bir ortamda sağlıklı bir insanın mutlu olması hakikaten çok zor. Çünkü bu ekip dünyaya yayılsa uzaylılar bizden korkar amk. Yani o kadar zıt ki her grubun 100% olarak ayrışması gerekiyor mutlak bir huzur ve mutluluk sağlanması adına. Bu ülke de bölünemeyeceğine göre geriye çözüm önerileri üretmek kalıyor. Onu da bu amına kodumun siyasileri beceremiyorsa ben niye üreteyim amk? Benim derdim bana yetiyor zaten. Kız lazım bana bir tane. Yazı buraya bağlanacaktı arkadaşlar. Bu blogu bir arkadaşlık sitesine çeviriyorum. Ayça_22lerle dolduracam burayı.

Evet arkadaşlar. Bütün bunları son zamanlarda duyduğum rahatsızlıkları ve insanlar arasındaki bu bölünmeyi daha da körükleyen iktidarın koltuk sevdasını eleştirmek ve propaganda yapmak için yazdım. Yazıyı buraya kadar okuduysanız zaten çomar değilsiniz demektir. Yazıyı boşuna yazdım yani amk. Neyse, HAYIR diyoruz arkadaşlar. Bazı şeylere hayır demezsek bizim de gülücüklerimize daha çok, daha kolay hayır diyecekler çünkü. Devlet Bey de izlediği politikayla kendi sorusuna yanıt vermiş oluyor aslında. Hiç gülmeyeceğiz, Hiç mutlu ve huzurlu bir gün geçirmeyeceğiz Devlet Bey.

Dipnot: Sosyal medyada ice bucket challenge yapar gibi EVET CHALLENGE yapıp propagandanın amına koyan bütün ünlüler, gün gelip özür dilediğinizde her şey için çok geç olacak. Umarım kimse unutmaz 21. yüzyılda yaşanan bu çağ dışı kafaları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder